Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur.
Kanser, memede zaman içinde büyür. Erken safhada herhangi bir belirti vermezken daha sonra memede ele gelen sertlik, meme ucunda veya ciltte çekinti, meme ucundan kanama gibi belirtiler verebilir.
Meme kanseri kadınlarda rastlanan en sık kanserdir.
Meme kanserinin bir özelliği de, görülme sıklığının artıyor olmasıdır.
Meme kanseri görülme oranı artmasına rağmen meme kanserinden ölümlerde azalma mevcuttur.
Bilimsel incelemelerde ; hormonal etkiler, çevre kirliliği, virüsler, genetik ( BRCA geni ) gibi birden fazla neden bulunmakla birlikte, meme kanserinin belli bir nedeni yoktur.
Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğünü biliyoruz. Bu özelliklere risk faktörleri diyoruz.
Yoğun egzersiz ve jimnastik yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığı gözlenmiştir.
Tıp henüz meme kanserini önleyebilecek bir yaşam tarzı, ilaç veya aşı bilmemektedir.
Mamografi, memenin röntgen filminin çekilerek, kanserin erken dönemde saptanmasına sağlayan bir yöntemdir.
Dünyada tıbbın en iyi tedavi ettiği kanserlerden biri meme kanseridir.
Memede bir kitle tespit edilince bunun kanser mi, yoksa başka bir hastalık mı olduğu araştırılmalıdır.
Kişinin kendi kendini elle muayenesinin meme kanserini erken yakalanması için iyi bir yöntem olmadığı çeşitli araştırmalarda gösterilmiştir.
Son yıllarda meme kanseri tedavisinde oldukça önemli gelişmeler olmuştur.
Günümüzde meme kanserinin tedavisinde, cerrahi girişimin birkaç farklı uygulaması vardır.
Meme bölgesine ve koltuk altına uygulanarak, cerrahi girişimden sonra kalma olasılığı olan kanser hücrelerinin öldürülmesini sağlamak, yenilemesini önlemek amacı ile yapılır.
Meme kanseri ameliyatı esnasında ameliyathanede yapılan radyoterapi uygulamasına intraoperatif radyoterapi denmektedir.
Kanser hücrelerini öldürücü ilaçlarla yapılan tedavidir.
Bazı meme kanseri hücreleri, içerdikleri hormon reseptörleri (algılayıcıları) aracılığı ile dişilik hormonu olan östrojene duyarlı olabilir.
Meme kanseri büyük sıklıkla kadınlarda görülmesine rağmen 100 tane kadın meme kanserine karşı 1 tane erkek meme kanseri görülmektedir.
Menapozdan sonra uzun süreli (beş yıldan fazla) hormon kullanımının meme kanserine yakalanma olasılığını çok hafif artırdığı gösterilmiştir.
Günümüzde Meme Merkezlerine başvuran meme kanseri tanısı almış kadınların en başta gelen sorularından biri, akıllı ilaç tedavisi alıp alamayacakları yönündedir.
Hücre arası sıvıda bulunan “İnsan Epidermal Büyüme faktörü” , tümör hücresi yüzeyinde bulunan ve adeta bir anten gibi çalışan HER2 adlı almaç (receptör) ile karşılaştığında tümör hücresinde çoğalma tetiklenir.
Trastuzumab, Lapanitib, Pertuzumab, Ado-trastuzumab emtansine
Akıllı ilaçlar, her hastada her şartta uygulanabilen ilaçlar değillerdir. Onkolog kontrolünde, hastanede uygulanması gereken ve olası yan etkileri nedeniyle kullanımı bitse bile takip gerektiren ilaçlardır.
Meme kanseri memenin çeşitli bölgelerinde meme dokusunu oluşturan doku tiplerinden ortaya çıkabilir.
Yeni ASCO (American Society of Clinical Oncology-Ameikan Klinik Onkoloji Derneği) prensipleri yüksek riskli menapoz sonrası kadınlarda riski azaltmak için Aromasin öneriyor.
RİSK AZALTICI CERRAHİ NEDİR?
MEME KANSERİNDE “MEME KORUYUCU CERRAHİ” HANGİ DURUMLARDA ÖNERİLMEKTEDİR ?
MEME KANSERİNDE BESLENME
Meme Kanseri gerçeğiyle tanıştığı andan itibaren, hemen her kadın, hayatında bir düzenleme yapması gerektiğini düşünerek, doktorlarının önerdiği tedavilerin dışında da önlemler alma ihtiyacı hisseder.
Lenfödem meme kanseri tedavisinde cerrahi ve/veya radyoterapi (RT) sonrası lenfatik sistemde gelişebilen hasara bağlı olarak ortaya çıkan ve hastanın kolunun şişmesi ile belli eden ciddi bir durumdur.
Meme kanseri hastalarında görülen sorunlar diğer kanser gruplarından farklı değildir ancak bu grup hastaların yoğunlaştıkları noktalar farklılaşma göstermektedir:
Psikolojik destek alan hastanın, hastalığa ve mevcut duruma uyumu daha kolay olur. Psikolojik destekler hasta odaklı olup, kısa sureli ve sorun çözme odaklıdır.
Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar, meme kanserinin önlenmesi için diyet ve fiziksel aktivitenin değiştirilebilir risk faktörleri arasında olduğunu ve obezitenin meme kanseri riskini arttırdığını göstermektedir. Obesite postmenopozal kadınlarda seks hormon bağlayıcı globulin (SHGB) düzeyleri azalmakta, bu durumda serbest östrojen düzeylerinin artmasına ve meme kanseri riskine neden olmaktadır.